Annesine mektubu

Mektupları

Sevgili annem,

Bu mektup eline ulaştığında ben İstanbul’da olmayacağım. Umarım kusuruma bakmazsın ama sana yalan söyledim. Aslında söylediklerim tamamen yalan değildi. Bu son sene hayatımın en keyifli yılıydı diyebilirim.

Fakat malum, artık 30 yaşına basmak üzereyim. (Hayatımın iş-güç ve benzeri dertler etrafında dönmesini istemiyorum; kısacası “adam” olmak istemiyorum; büyümek bana göre değilmiş.)

Bu yüzden ve ülkenin malum durumundan dolayı 2013 yılında Latin Amerika’ya gitmeyi kafama koymuştum. Yaklaşık 7 ay boyunca hafta içi her gün İspanyolca çalıştım. Geçen yaz Gezi patlamasaydı, şimdi Buenos Aires’teydim. Fakat olmadı. Bu kış daha fazla hazırlık yapıp hem de daha alternatif bir tarzda, gönüllülük hizmetleri üzerinden kıtayı gezmek istedim. Her şeyi hazırlamıştım, Karayipler’e gidiyordum! Tüm kış boyunca inanılmaz rahattım, kafam temizdi, yani depresif bir sürgün kafasıyla değil, meraklı bir gezginin ruh haliyle gidecektim. Bunların hepsi doğru, yalan değil.

Ancak cezamın çıktığını öğrenince aklıma birden başka bir ihtimal daha düşüverdi; başka bir yere daha gidebilirdim. Derken çerçeve yasa çıktı ve muhtemelen davam düşecek.

Fakat bu hayatta henüz tüketmediğim bir yol, denemem gereken bir alternatif daha var. Latin Amerika’ya her zaman gidebilirim ve en büyük hayalim hala bu. Lakin insan kaç kere şöyle canlı canlı bir devrime katılma fırsatı bulabilir ki? Bu fırsatı kaçırmak istemedim doğrusu. (…)

…tüm bir yaz boyunca kafam inanılmaz rahattı. Abartmıyorum, hayatımın en güzel yazını geçirdim, özellikle seninle ve arkadaşlarımla… Umarım sen de keyif almışsındır.

Ben şimdi muazzam bir keyif, heyecan ve merakla, kendi çelişkilerim ve korkularımla Rojava’dayım. Bunun senin açından zor bir durum olduğunun farkındayım. Ama sana söyleyemezdim.

Bu tercihimin sebepleri sanırım senin açından malumdur.

Uzun lafın kısası seninle vedalaşmak değil, randevulaşmak istiyorum. Önümüzdeki yazlardan birinde yine birlikte olacağız, tatil yapacağız, hatta belki birlikte Latin Amerika’yı gezeceğiz. (…)

Şimdi benim bu gidişimden arkadaşlarımın haberi yok, bu seninle benim sırrım, anlaşıldı mı? (:

O güzel gözlerinden ve yanaklarından öperim, geçici olarak verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim. (:

Güneşli günlerde keyiflice vakit geçirmek üzere…

Oğlun Nejat”