Nejat’ın hayatı

Hakkında

Suphi Nejat, 22 Eylül 1984 yılında Aydın’ın Söke ilçesinde kaçak yaşayan devrimci bir aileden dünyaya geldi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının avukatlarından TKP üyesi ve TİP Senatörü Niyazi Ağırnaslı’nın torunu, TDKP davasından yargılanan Nuran Ağırnaslı ve Hikmet Acun’un oğludur

Ailesi 1990 yılında siyasi mülteci olarak Federal Almanya’ya yerleşen Nejat Suphi, ilk ve orta öğretimini Duisburd’da tamamladı.

Clauberg Gymnasium’u bitirdi. Aldığı yüksek puanlara, Gymnasium’u ikincilikle bitirmesine ve Almanya’da istediği üniversiteye girebilecek puanı tutturmasına rağmen üniversiteyi Almanya’da okumadı, Türkiye’nin siyasal dinamizminden dolayı Türkiye’de okumayı tercih etti.

Öncelikle Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’ne girdi. Fakat orada yaşadığı politik baskılar sebebiyle ve akademik açıdan başarılı olmasının da etkisiyle Boğaziçi Üniversitesi’ne geçiş yaptı. Lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladı. 2011’de Tuzla tersanelerindeki iş cinayetleri üzerine yazdığı yüksek lisans teziyle mezun oldu.

Ağırnaslı kitap çevirileri de yapıyordu. Çevirdiği kitapların yanı sıra birçok dergi ve gazetede özellikle Kürt sorununa dair makaleler yazdı.

Ağırnaslı, KCK operasyonlarında birçok kez gözaltına alınmıştı. Ağırnaslı’nın yaptığı çeviriler ve literatür taramalarının da hakkında hazırlanan dosyaya konması üzerine Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri “Foucault da yargılansın” başlıklı bir basın açıklaması yapmıştı.

Ağırnaslı 02 Mayıs 2011’de serbest bırakılmasının ardından, bianet editörü Ekin Karaca’ya verdiği röportajda şöyle demiştir:’Türkiye’de sosyalist, özgürlükçü insanlarla Kürtlerin ilişkilenmesi, entelektüel düzeyde de olsa siyasi düzeyde de olsa, bir cadı avıyla karşılanıyor. Türkiye’de meseleye nasıl yaklaştığına, ne yaptığına bakılmaksızın bir cadı avı söz konusu. Bu memlekette emekten, özgürlükten, halkların kaynaşmasından yana olan insanlara karşı yürütülen bir operasyon var. Duyarlı insan olmak, beraberinde bir şeylerle suçlanmayı beraberinde getiriyor.’

Devrimciliğe ilk adım

Suphi Nejat, ilk etapta Türkiye’deki politik durumdan ziyade daha çok genel politik durumla ilgiydi. 14 yaşındayken Ermeni meselesiyle tanıştı. Çok daha sonra 18-19 yaşlarına geldiğinde Türkiye’deki politik durumla ilgilenmeye başladı. Türkiye’de yaşanan 12 Eylül Darbesi dönemiyle ve devrimci hareketlerle ilgilenmeye başladı.

Bir süre Alman Komünist Partisi’nde çalıştı, ancak onlarda aradığını bulamadı. Daha sonra otonom gruplarla da çalıştı. Komün evlerde kaldı. Ancak zamanla Nejat, yaptığı araştırmalarla Almanya’da RAF’ın tasfiyesinden sonra gerçek anlamda mücadele olanağının ortadan kalktığı sonucuna vardı. Sendikaların kapitalizmi idare eden örgütlenmeler olduğu, bunların radikal devrimci değil, kapitalizmin sosu olarak işlev gördüğü sonucuna vardı. Daha sonra devrimci siyaseti Türkiye’de yapmayı tercih etti.

Solun ‘resmi tarihi’yle yüzleşen Menkıbe adlı bir kitap yazdı ve Mart 2013’te imzasız olarak yayımladı.

Paramaz Kobane’de Tarihe ikinci kez giriyor

Suphi Nejat, Kobane’yi savunmayı tüm sosyalistlerin görevi olarak görüyordu. Devrimci olduğunu iddia edenlerin Kürtlerin Rojava’da hayata geçirdiği projeyi sahiplenmesi gerektiğini düşünüyordu. ‘Ölmek gerekiyorsa gidip orada ölünür’ diyordu. Ona göre enternasyonalizmin kalbi orada atıyordu ve ‘tarihi ele geçireceksek orada geçireceğiz’, diyordu.

Ağırnaslı, Ağustos 2014’te İŞİD’e karşı savaşmak için Kobane’ye gitti. Suphi Nejat, Kobane’ye giderken arkadaşlarına İspanyolca’yı ilerletmek için Kostarika’ya gittiğini söylemiştir. 4 Ekim 2015’de Kobane Miştenur Tepesinde Daiş’le çatışmada topağa düşmüştür.